Ortaçağ’da Arap-İslam Dünyasında Astronomi Bilimi ![]() Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi / Journal of Bitlis Eren University Araştırma Makalesi / Research Article Geliş Tarihi / Received: 11.09.2017 Kabul Tarihi / Accepted: 11.11.2017 Ortaçağ’da Arap-İslam Dünyasında Astronomi Bilimi* Seyfettin KAYA Doktora Öğrencisi Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ortaçağ A.B.D. ORCİD: 0000-0003-2181-5973 kaya_fdd23@hotmail.com Öz Abbasiler Dönemi’nde Müslüman Araplar tarafından Hint, İran ve İlkçağ-Yunan kaynakları Arapçaya çevrilmiştir. Hint-İran kaynakları Müslümanların astronomi hakkındaki bilgilerini arttırmıştır. Ancak zamanla İlkçağ-Yunan eserleri Arapçaya çevrilince Batlamyus’un astronomi anlayışının matematiksel düzeneklere dayandığını ve Aristoteles’in fizik mantığına uymadığını iddia edilmiş ve astronomi bilimcileri konuyu be kez bu yönü ile ele almışlardır. Müslüman- Arapların Ortaçağ’da astronomi alanında gösterdikleri başarı küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Bu başarı zamanla Kopernik tarafından gerçeklerin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. * Bu çalışma yazarın doktora tezinin bir kısmından yararlanılarak hazırlanmıştır. Astronomy Science in the Arab-Islamic World Abstract During the Abbasid period, Muslim Arabs turned Arab, Indian, Iranian and Ancient-Greek sources. Indo-Iranian sources have increased the knowledge of Muslims about astronomy. However, over time, when the Ancient-Greek works turned into Arabic, it was claimed that the understanding of Ptolemy's astronomy was based on mathematical arrangements and that Aristotle did not conform to the physics of the physics and the astronomical scientists were involved in this aspect once and for all. The achievement of the Muslim-Arabs in the field of astronomy in the Middle Ages is so important that they are not underestimated. This achievement made it possible for Copernicus to reveal facts over time. Key words: Astronomy, Abbasids, Andalusian Umayyad, Science, Ptolemy GİRİŞ İslâm Dünyası’nda astronomi bilimcileri gözlemsel (astronomi aletleri ile gökyüzünü izleme-pratik astronomi) ve kuramsal astronomi (gözlem verilerini hareketli geometrik düzeneklerle anlamlandırma) konuları ile ilgilenmişlerdir.1 Eskiçağ Batı Dünyası astronomları kuramsal astronomi alanında önemli başarılar sağlamış ve asırlarca sürecek olan astronomik verilere temel oluşturmuşlardır. Müslüman astronomlar ise Eskiçağ Batı Dünyası astronomlarından farklı olarak gözlemsel astronomi (pratik astronomi) alanında daha başarılı olmuşlardır. Müslüman astronomlar ilk gözlemevlerini kurmuş ve gözlemlerinin dakikliğini arttırmak için hassas gözlem araçları ve gözlem teknikleri geliştirmişlerdir. Açıların ölçümünde kirişler yerine yeni bulunan trigonometrik fonksiyonlar kullanmaya başlamışlardır. Ancak kuramsal astronomi alanında aynı ölçüde bir başarı gösterememişlerdir.2 Bu duruma rağmen kuramsal astronomiyi de göz ardı etmemişlerdir. Kuramsal astronomi alanında Müslüman astronomlar Batlamyus (MS.150 yılları) ve Aristoteles'in (MÖ. 384-322) yolundan giderek Yer'in hareket etmeksizin evrenin merkezinde durduğuna ve Güneş de dâhil olmak üzere diğer bütün gök cisimlerinin onun çevresinde dairesel yörüngeler üzerinde sabit hızlarla dolandığını kabul etmişlerdir.3 1https://www.academia.edu/16290988/Ortaçağ_İslam_Dünyası_nda_Astronomi_Çalışmaları_ve_ Batı_ya_Etkileri_Bilim_ve_Ütopya_Nisan_2003_Sayı_106_İstanbul_2003_s._48_53 (25.09.2016). 2 https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 3Yavuz Unat, “Tarih Boyunca Türklerde Astronomi”, Ortaçağ İslam Dünyası’nda Bilim ve Teknik (Makaleler), Ankara 2008, s.158. 4 Zeki Tez, Ortaçağ İslam Dünyasında Bilim ve Teknik, Diyarbakır 1991, s.80-81. 5 https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). CAHİLİYE DEVRİ’NDE VE İSLAM’IN İLK YILLARINDA ASTRONOMİ Cahiliye Devri’nde ve İslam’ın ilk yıllarında yapılan astronomi faaliyetleri İslam astronomi tarihi açısından bir emekleme dönemidir. Cahiliye Devri’nde Araplar çölde gündüz güneşin doğuş-batış yerlerini bilmek, geceleri ay-yıldızların kılavuzluğunda vakit-yön istikametlerini tayin edebilmek ve yıldızların doğuş-batış şekillerine bakarak mevsimlere ve hava durumuna dair tahminlerde bulunabilmek için pratik astronomi ilmi ile meşgul olmuşlardır.6 Yıldızların hareketleri ile hava durumu ve iklimler arasında ilgi kuran ve çeşitli takvimlere esas teşkil eden "halk astronomisi ve meteoroloji bilgisi” diyebileceğimiz “ilm-i envâ” olarak bilinen bir ilim dalı geliştirmişlerdi.7 Arapların sahip olduğu bu astronomi bilgisi bilimsel bir özelliğe sahip değildi. Ancak yıldızlara ilişkin zengin bir bilgi birikimlerinin olduğu da yadsınamaz. Bu bilgilerin Antik-Keldani astronomisinin uzantısı olması kuvvetle muhtemeldir.8 Arapların astronomi ile ilgili bilgi ve düşüncelerine şiirlerde de rastlanmaktadır. Gökyüzünün açıkça incelendiği anlaşılan bu şiirlerin 421 tanesinden 26’sında Süreyya yıldızından söz edilmektedir.9 Kaynaklarda ifade edildiğine göre Cahiliye Devri Araplarının şiirlerinde 300’den fazla yıldızın adı geçmektedir.10 6 Ziya Kazıcı-Mehmet Şeker, İslam-Türk Medeniyet Tarihi, İstanbul 1982, s.129; İslamiyet ile birlikte Müslümanların namaz vakitlerini belirlemek ve duaya yöneldikleri sırada Mekke’nin yönünü tespit etmek için astronomi ile ilgilenmek zorunda kalmışlardır. Bkz. Umberto Eco, Ortaçağ’da Katedraller-Şövalyeler-Şehirler, Çev: Leyla Tonguç, İstanbul 2015, s.332-333. 7 "Envâ” güneş yılının belirli dönemlere bölünmesine izin veren birtakım yıldız kümelerinin doğuş ve batışının gözlemlenmesi ile ilgili bir hesaplama sistemini anlatmaktadır. Yıldızların yılın belli zamanlarında gökyüzünde görülmesi havanın değişimine işaret olan meteorolojik bir olay olarak algılanmıştır. Bu yüzden “nev” terimi yağmur veya fırtına anlamına gelmekteydi. Bkz. Ali Bakkal, “İslam Astronomi Tarihinde İbn Rüşd, Büyük İslâm Filozofu İbn-i Rüşd”, Diyanet Dergisi, Cilt- XLVIII, Sayı:3, Temmuz-Ağustos-Eylül 2013, s.197. 8 Fuat Sezgin, İslam’da Bilim ve Teknik, Cilt-II, İstanbul 2008, s.3. 9 Ali Bakkal, a.g.m., s.197. 10 Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.3. 11 Ali Bakkal, a.g.m., s.197-198. Müslümanların kozmoloji hakkında ilk bilgilerini Kur’a-ı Kerim’den öğrendikleri ve bu teolojik anlayışın dışına çıkmadıkları savunulabilir. Ancak Ramazan Ayı’nın başlama-bitiş vakitlerini tespit etmek, kıble yönünü belirlemek, güneşin doğuş-batış saatlerini cemaate bildirmek, güneş-ay tutulmalarını önceden haber vermek12 ve Hz Muhammed’in ibadetleri yerinde-zamanında yapmak konusunda Müslümanlara tavsiyelerde bulunması zamanla astronomi bilimine gereken önemin verilmesine ve bilimsel astronominin Müslümanlar arasında gelişmesine olanak sağlamıştır.13 EMEVİLER DÖNEMİ’NDE ASTRONOMİ Emeviler Dönemi’nden başlayarak Abbasilerin yedinci halifesi Memun Dönemi’ne kadar astronomi içerikli eserler Arapçaya çevrilmiş ve bu sürece “Tercümeler Dönemi” denilmiştir.14 İslam Dünyası’nda Müslümanların astronomi ile bilimsel bir şekilde uğraşmaya başlaması VIII. yüzyıla denk gelmektedir.15 Müslümanların gerçek anlamda astronomi bilimi ile ilgilenmeleri Emeviler Dönemi’nde tercüme faaliyetleri ile başlamıştır. İslam Tarihi’nde astronomi alanında ilk tercüme hareketini Emevi prensi Hâlid b. Yezîd (ö.102/720’lerde) başlatmıştır. Hâlid b. Yezîd Batlamyus'un “Kitâbü's-Semere” adlı astrolojik eserini Arapçaya tercüme ettirmiştir.16 Ünlü astrolog Ebu Mâ’şer “Halîd b. Yezîd’in astroloji ile uğraştığını, bu alanda bir eser yazdığını ve bu eserin tanınmış astrolojik eserlerden biri olduğunu” ifade etmiştir.17 Emeviler Dönemi’nde Müslüman-Araplar astronomi alanında yürüttükleri çalışmalarda tercüme faaliyetleri ile yetinmemişlerdir. Astronomik figürleri sanata ve mimariye işlemiş ve bu konuda edindikleri bilgi birikimlerini farklı bir şekilde ifade etmişlerdir. Kaynaklar bu konuda iddialarımızı destekler niteliktedir. Ürdün’de Amman şehrinin doğusunda18 711-715 tarihleri arasında inşa edilen19 12 Zeki Tez, a.g.e., s.80. 13 Ziya Kazıcı-Mehmet Şeker, a.g.e., s.129. 14 Ali Bakkal, a.g.m., s.197- 201. 15 Ziya Kazıcı-Mehmet Şeker, a.g.e., s.129. 16 Ali Bakkal, a.g.m., s.198. 17 Fuat Sezgin, İslam’da Bilim ve Teknik, Cilt-I, İstanbul 2008, s.4. 18 Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.3-4. 19 Ali Bakkal, a.g.m., s.197. 20 Bu astronomik figürlerin Kusayru Amre Sarayı’nın büyük salonunu örten kubbesinde yer aldığını iddia etmektedir. Bkz. Ali Bakkal, a.g.m., s.197; Astronomik figürlerin gökyüzü haritasına benzediğini ve Ḳuṣayru Amre Kasrı’nın banyo kısmında bulunan Roma hamamının kubbesinde işlendiğini ifade etmektedir. Bkz. Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.3-4. Resim-1: Kusayru Amre Roma Resim-2: Kubbenin günümüzdeki Hamamı’nın Kubbesinde Bulunan fotoğraf şekli21 Gökyüzü Rekonstrüksiyonu22 21 Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.4. 22 Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.4. 23 Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.4. 24 Ali Bakkal, a.g.m., s.198. 25 Yavuz Unat, “İslam’da ve Türklerde Zaman ve Takvim”, Türk Dünyası Nevruz Ansiklopedisi, İstanbul 2004, s.15-16. başlandığı savunulabilir.26 Gözlemevlerinde dakik gözlemler yapılmış27 ve bu rasatlar neticesinde elde edilen sonuçlar İslam Dünyası’nda ilk astronomi tablosu olan “Zic’i” ortaya çıkarmıştır. Ünlü bilgin Bîrûnî parşömen kâğıdı üzerine çizilmiş astronomik tablolar içeren bu Zîc'den bahsetmektedir. Bu Zic’de Diokletion Dönemi’ne (Kıpti Takvimi’ne) göre oluşturulmuş verilerin olduğundan söz etmiş, adı bilinmeyen bir yazarın hicretin 90-100 (710-719) yılları arasında gözlemlenen güneş tutulmaları ve horoskoplar içeren eklemeler yaptığını belirtmiş ve bu eklemelerde Bust şehrinin enleminin 320 olduğunu ifade etmiştir.28 ABBASİLER DÖNEMİ’NDE ASTRONOMİ Abbasiler Dönemi’nde Halife Mansur, Harunreşid ve Memun dönemlerinde astronomiye dair çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar çeviri faaliyetleri ile başlamış, zamanla gözlemsel astronomi şeklinde devam etmiştir. Halife Memun Döneminde Astronomi Abbasiler Dönemi’nde doğal sınırlara ulaşılmış ve fetih politikasının yerini bilimsel ve kültürel etkinlikler almıştır. Müslüman-Araplar çevre uygarlıklarla etkileşim içerisine girmiş ve Ortaçağ İslam Dünyası’nda bir “Rönesans” süreci başlatmışlardır. Bu süreçte Kuzey Suriye yolu ile Mezopotamya kültüründen astronomi, matematik ve tıbba ilişkin veriler; Yunan-Roma kültüründen felsefe, fizik, tıp, geometri, astronomi, mekanik ve mantık gibi bilim dalları; Mısır yolu ile kimya; İran yolu ile İran-Hint tıbbı ile ilgili eserler ve Hint matematiği İslam kültürüne girmiştir.29 Müslüman Araplar önce İran ve Hint kaynaklı astronomi bilgileri kullanmışlardır. Ancak daha sonra Antik Yunan astronomisi ile tanışmış ve Batlamyus (Ptoleme) geleneğine geçiş yapmışlardır. VIII. yüzyılın ikinci yarısında Bağdat’ta parlayan astronomi çalışmaları İran-Hint astronomi çalışmalarına dayandırılmıştır. M.S. 555 yıllarında Sasani hükümdarı Adil Nuşirevan Dönemi’nde büyük bir olasılıkla Hindistan astronomi teorileri ve çalışmaları esas alarak oluşturulan “Zic-i Şahi” veya “Zic-i Şehriyar” (Kralın Tabloları)’dan yararlanılmıştır. Güne, gün ortasına değil; gece yarısından başlandığı gibi bazı özellikleri bulunan ve İslam astronomisini etkileyen bu eser meşhur astrolog “Ebu Maşer’in” şerhi ile birlikte “Ebul Hasan et-Temimi” tarafından Arapçaya çevrilmiştir. “Zic-i Şahi” Sasanilerin Jüpiter-Satürn birleşmesi konusunda ısrarcı oldukları30 ve Sasanilerin astronomi mirasının üzerine İslam astronomisinin oluşumuna temel teşkil eden ilk 26 Ali Bakkal, a.g.m., s.199. 27 Yavuz Unat, “İslam’da ve Türklerde Zaman ve Takvim”, s.15-16. 28 Ali Bakkal, a.g.m., s.200. 29 Zeki Tez, a.g.e., s.2. 30 Seyyid Hüseyin Nasr, İslam’da Bilim ve Medeniyet, Çev: Naci Avcı-Kasın Turhan-Ahmet Ünal, kaynaklardan biridir.31 “Zic-i Şahi” Mansur Dönemi’nde öne çıkan “İbnü’l Nevbaht” ve “Maşallah” gibi bilginlerin astronomi faaliyetlerine temel oluşturmuştur.32 Ortaçağ’da Hıristiyan Dünyası IV. ve X. yüzyıllar arasında karanlık bir dönem geçirmiştir. Ancak Ortadoğu'da yeni bir din olan İslamiyet doğmuş ve kısa sürede yayılmıştır. Müslüman-Araplar Hıristiyanların sahip çıkmadıkları bilim, kültür ve felsefe mirasına talip olmuşlardır. VIII. ve IX. yüzyıllarda Müslümanlar-Araplar Yunan eserlerinin büyük bir bölümünü Arapçaya çevirmiş ve insanlığın ortak mirası olan bilimin gelişimine katkıda bulunmuşlardır.33 Abbasiler Dönemi’nde (750-1258) Müslüman-Arapların Emeviler Dönemi’nde başlattıkları astronomi içerikli eserlerin Arapçaya çevrilmesi faaliyetlerine devam edilmiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında İran kültürünün ve Sasanilerin önemli bir etkisi olmuştur. Sasaniler Dönemi’nde İran’ın Huzistan bölgesinde (Ahvaz) Cundişapur denilen bir kent kurulmuştu. Sasani hükümdarı I. Şâpur (241-272) yeni kurulan Cundişapur’a Yunan esirleri yerleştirmiş ve bu esirlerden Cundişapur’da bir tıp ve felsefe okulu kurmalarını istemiştir. Böylece Cundişapur kentinde köklü bir Yunan kültürü ortaya çıkmıştır. Abbasilerin ikinci halifesi Mansur Dönemi’nde (754-775) Cundişapur’daki tarihsel mirasa Müslüman-Araplar sahip çıkmışlardır. Bu dönemde birçok bölgede çeviri uğraşısı tekrar gündeme gelmiştir.34 Gezegenlere meraklı olduğu için Fars, Hint ve Rum bölgelerinden birçok astronomi bilimci Bağdat’ta gelerek halife Mansur’un hizmetine girmiş ve himayesinde çalışmışlardır.35 Hicretin 156. yılında “Mankah el-Hindî adlı”36 Hintli bir elçi huzuruna çıktığı Halife Mansur'a Kardagaların Kralı Figar adına37 31 Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.8. 32 Seyyid Hüseyin Nasr, İslam’da Bilim ve Medeniyet, s.175; Zeki Tez, a.g.e., s.81. 33 Yavuz Unat, “Tarih Boyunca Türklerde Astronomi”, s.158. 34 Zeki Tez, a.g.e., s.37; Dini görüş ayrılıkları nedeni ile Bizans’tan kaçarak İran’a sığınan ve Cundişapur gibi kültür merkezini meydana getirmiş olan bilgin ve düşünürlerin İslam dünyasında ortaya çıkan ilk bilimsel faaliyetlerin gelişmesinde önemli katkıları olduğu ifade edilmektedir. Bu bilim insanlarının Yunanca bilmeleri birçok klasik eserin Arapçaya tercüme edilmesini sağlamıştır. Bkz. https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc- i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 35 Yavuz Unat, “İslâm Dünyasında Astronomi Çalışmaları ve İslâm Astronomisinin Batı'ya Etkileri”, Ortaçağ İslam Dünyası’nda Bilim ve Teknik (Makaleler), Ankara 2008, s.184. 36 https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 37 Otto Neugebauer, Astronomy and History Selected Essays, Newyork 1983, s.136. 38 Said El-Endülüsi, Tabakatü’l-Ümem, (Çev: Ramazan Şeşen), İstanbul 2014, s.19; Ali Bakkal, a.g.m., s.198. yazılmasını emretmiştir.39 Bu astronomi kitabının tercümesi ile “İbrahim el- Ferazi” ve oğlu “Muhammed” vazifelendirilmiştir.40 Harunreşid Dönemi’nde Astronomi Faaliyetleri Abbasilerin ikinci halifesi Mansur Dönemi’nde Müslüman-Arapların astronomi alanında yaptıkları tercüme faaliyetleri Hint ve İran astronomisinin etkisi ile devam etmişti. Ancak Halife Harunreşid Dönemi’nde küçük bir değişiklik olmuş ve Hint- İran astronomisinin yerini devam eden tercüme faaliyetlerinde Yunan astronomisi almıştır. 39 Otto Neugebauer, Astronomy and History Selected Essays, s.136. 40 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.19; https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc- i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 41 J. L. E. Dreyer, A History Of Astronomy From Thales To Kepler, Newyork 1953, s.244; https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016); Bazı kaynaklarda Sindhind adlı eserin Farsçadan Arapçaya çevrildiği ifade edilmektedir. Bkz. Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, “İlk Müslüman Türk Devletlerinde Bilim”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt-V, Ankara 2002, s.1106. 42 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.19. 43 Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.9; Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.5. 44 Ali Bakkal, a.g.m., s.198. 45 Zeki Tez, a.g.e., s.6. 46 Ali Bakkal, a.g.m., s.199. 47 Zeki Tez, a.g.e., s.6. Anadolu’dan bazı eserlerin Bağdat’a taşınarak Arap diline çevrildiği de görülmektedir. Ankara ve Ammûrîye (Emirdağ yakınlarında eski bir şehir) fethedilmiş ve burada bulunan eserler Bağdat’a getirilerek “Yuhanna b. Mâseveyh” başkanlığında kurulan bir heyet tarafından Arapçaya çevrilmiştir.48 Harunreşid Dönemi’nde (786-809) İslam astronomisini etkileyen asıl gelişmenin Batlamyus’un (Ptoleme) “Almagest” adlı eserinin Arapçaya çevrilmesi olduğu iddia edilebilir. Halife Mansur Dönemi’nde Arapçaya çevrilen “Sindhind” adlı eserin çevirisinden tahminen 25 yıl sonra bir devlet ve bilim insanı olan Yahyâ b. Hâlid el-Bermekî’nin (120-190/738-805) arzusu ile Batlamyus’un (Ptoleme) “Almagest” adlı eseri Arapçaya tercüme edilmiştir.49 Batlamyus’un “Almagest” adlı eseri IX. yüzyılın başlarında muhtemelen Yahudi “Sahl el-Tebârî” tarafından ilk kez Arapçaya tercüme edilmiştir.50 Batlamyus’un (Ptoleme) “Almagest” adlı eseri karmaşık ve hacimli bir kaynak olarak betimlenmiştir.51 “Almagest” adlı eserin çevrilmesi ile bazı Yunanca terimlerin Arapçaya girmiş olduğu savunulabilir. Yunanca yıldız adlarının Arapçaya çevirileri ile Arapların ağızdan ağıza dolaşan -Aldebaran, Algenib, Algol, Alkor, Atair, Vega, Antares, Adhara, Almach, Alphard, Betelgeuze, Deneb, Formalhaut, Rigel, vb. durağan yıldız adları bir araya gelmiştir. Çoğu halk diline girmiş olan Zenit, Azimut, Nadir, Almukantar, Alhidade, Teodolit, vb. astronomi terimleri de Arap astronomisinden gelmektedir. Ayrıca Türkler tarafından İslam gözlemevlerinde geliştirilen ve Avrupa’da “turkuet” veya “torketem” diye ifade edilen açı ölçmeye yarayan gözlem aygıtı Arap diline geçmiştir.52 Memûn Dönemi’nde Astronomi Çalışmaları Abbasi halifesi Memûn Dönemi’nde (813-833) astronomi çalışmaları ivme kazanmış ve “Yükselme Dönemi” (Gırnata Devleti’nin yıkılmasına kadar) sürecine girmiştir.53 Bu dönemde bir taraftan tercüme faaliyetleri devam ederken diğer taraftan inşa edilen gözlemevleri vasıtası ile rasat çalışmaları yapılmıştır. 48 Ali Bakkal, a.g.m., s.198-199. 49 “Almagest” adlı eser astronomi konusunda temel bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Bkz. Said El-Endülüsi, a.g.e., s.29; Bilgin ve sanatçılar hamisi olan Yahya b. Halid el-Bermekî bu ilk çeviriden memnun olmadığı için, farklı bilim insanlarını aynı eseri yeniden çevirmekle görevlendirmişti. Bkz. Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.9. 50 Zeki Tez, a.g.e., s.80; Bu eserin adı bilinmeyen bir çevirmen tarafından Arapçaya tercüme edildiği ifade edilmektedir. Bkz. George Sarton, Ancient Science And Modern Civilization, Newyork 1954, s.64. 51 Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.5. İslam Devletleri Tarihi’nde astronomi çalışmaları gerçek anlamda Abbasi halifesi Memûn Dönemi’nde başlamıştır.54 Cundişapur Akademisi örnek alınarak oluşturulan55 Beytül-Hikme (Bilgelik Evi) Halife Memûn tarafından 830 yılında Bağdat’ta kurulmuş ve bir tercüme-araştırma merkezi olarak kullanılmıştır.56 Bu kurumunun başkanlığına Memûn Dönemi’nde Süryanice ve Arapça kitaplar yazmış olan ve Yunanca bilen “Yuhanna ibni Mâseveyhî” getirilmiştir. Halife Mütevekkil Dönemi’nde ise bu kurumun başkanlığına Yuhanna ibni Mâseveyh’in öğrencisi olan “Huneyn ibni İshak” tayin edilmiştir.57 Beytül-Hikme kurumunda birbirinden değerli bilim insanları çalışmıştır. “Ebû Yahya ibn Batrîk”, “Sâbit ibn Kurre”, “Haccâc ibn Yûsuf ibn Matar”58, “Fadl İbn Nevbaht”, “Harezmî”59, “Ebu Yusuf el-Kindî”60, “İbni Mukaffâ” ve Hıristiyan asılı “Kosta ibni Luka”61 gibi bilginler ve çevirmenler bu değerli bilim insanları arasında gösterilebilir. 54 James Evans, The History And Pratice Of Ancient Astronomy, Newyork 1998, s.25; https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016); Yavuz Unat, “İslâm Dünyasında Astronomi Çalışmaları ve İslâm Astronomisinin Batı'ya Etkileri”, s.184. 55 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1107. 56 Yavuz Unat, “İslâm Dünyasında Astronomi Çalışmaları ve İslâm Astronomisinin Batı'ya Etkileri”, s.185; James Evans, a.g.e., s.25; Salim Aydüz, “Osmanlı Devleti'nde Müneccimbaşılık”, Osmanlı Bilim Araştırmaları Dergisi, Sayı:1, İstanbul, 1995, s.160-161; https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016); Micheal Hoskin, The Cambrige İllustrated History of Astronomy, Newyork 1997, s.50; Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.10; Colin A. Ronan, Bilim Tarihi: Dünya Kültüründe Bilimin Tarihi ve Gelişimi, Çev: Ekmeleddin İhsanoğlu-Feza Günergün, Ankara 2003, s.228; Ali Bakkal, a.g.m., s.199. 57 Zeki Tez, a.g.e., s.35-36. 58 https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 59 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1108. 60 Colin A. Ronan, a.g.e., s.228. 61 Zeki Tez, a.g.e., s.36. 62 James Evans, a.g.e., s.25; Salim Aydüz, a.g.m., s.161; Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1108. Bu kurumda tercüme faaliyetlerinin yapılması için ünlü astronomi bilimciler ve matematikçiler bir araya getirilmiştir.65 Yunan bilimlerinin hayranı olarak bilinen Abbasi halifesi Memûn, Yunanca eserleri Bizans’tan ve fethedilen diğer kültür merkezlerinden Bağdat’a getirtmiş ve bu eserleri Arapçaya tercüme ettirmiştir.66 Ancak çeviri faaliyetleri yalnız Yunanca ile sınırlı kalmamış, Farsça (Pehlevice) Sanskritçe ve Süryanice dillerinden tercümeler de yapılmıştır.67 Astronomi ve astrolojiye dair eserlerin Arapçaya tercüme edilmesi ile astronomi ve astroloji Müslümanlar arasında tanınmaya başlanmıştır.68 65 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1107. 66 Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.10; https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc- i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 67 Zeki Tez, a.g.e., s.35. 68 Salim Aydüz, a.g.m., s.161. 69 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1108. 70 Zeki Tez, a.g.e., s.35. 71 Colin A. Ronan, a.g.e., s.228. 72 Zeki Tez, a.g.e., s.80; Bu eserin adı bilinmeyen bir çevirmen tarafından Arapçaya tercüme edildiği ifade edilmektedir. Bkz. George Sarton, a.g.e., s.64. 73 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.29; https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc- i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). Halife Memun Dönemi’nde Gözlemevleri ve Rasat Çalışmaları Ortaçağ İslam Dünyası’nda Emeviler Dönemi’nde ibadet saatlerini belirlemek amacı ile gözlemlerin yapıldığı “Muvakkithane” adı verilen müesseseler kurulmuştur. Abbasiler Dönemi’nde ise duyarlı, düzenli, hassas ve dakik rasatlar yapmak için tam teşekkülü ilk gözlemevleri inşa edilmiştir.75 Bu yönü ile bakıldığında gözlemevlerinin gerçek anlamda Abbasiler tarafından kurulduğu savunulabilir. Abbasiler Dönemi’nde ilk gözlemevleri Halife Memûn Devri’nde kurulmuştur. Bu dönemde önce Bağdat’ta Şemmâsiye, sonra Şam’da Kasîyun gözlemevi yapılmıştır.76 Ancak bu gözlemevleri henüz gelişme aşamasında olmaları nedeni ile çalışma programları sadece güneş ve ay gözlemlerine dayandırılmıştır. Bu rasathanelerde belirli amaçları gerçekleştirmek için görev alan bilim insanları birbiri ile işbirliği halinde çalışmışlardır. Bu açıdan bakıldığında bu rasathanelerin birbirlerinin eksikliklerini tamamladıkları savunulabilir. Bu gözlemevlerinde donanım açısından daha önce inşa edilen rasathanelerden farklı bir özellik bulunmaktaydı. Bu iddiayı kullanılan araç-gereçlere ve gözlemevlerinin yapısının farklılığına dayandırabiliriz. Dakik, düzenli, hassas ve duyarlı ölçümler yapmak için rasat aletlerinin boyutları büyütülmüştür. Sabit bir yere inşa edilmiş olan bu gözlemevlerinin, özenle imal edilmiş aletleri, hususi çalışma yerleri, kütüphaneleri, gözlemcileri, hesapçıları ve rasatları değerlendiren astronomları bulunmaktaydı. Ayrıca araştırmacılara yardımcı olmak için idari elemanlar da görevlendirilmiştir. 77 Abbasiler Dönemi’nde açılan gözlemevlerinde devrin önde gelen astronomları çalışmıştır. Şemmâsiye ve Kasîyun gözlemevlerinde “Yahya ibn Ali Mansur”, “Sanad ibn Ali”, “Abbas ibn Said el-Cevheri”, “el-Harezmî”, “Habeş el-Hâsib”, “el-Fergâni”78, “Halid ibn Abdülmelik el-Marvrûdide”, “Ali ibn el-Usturlâbî”79, Beni Mûsa kardeşlerden “Ahmed” ile “Muhammed” ve “el-Battânî” gibi değerli astronomlar görev almışlardır. Bu astronomlardan bazıları bu gözlemevlerinden yalnız birinde, bazıları bu gözlemevlerinden her ikisinde, bazıları da Beytül- Hikme ile bağlantılı çalışmışlardır.80 75 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1108. 76 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.21; Yavuz Unat, “İslâm Dünyasında Astronomi Çalışmaları ve İslâm Astronomisinin Batı'ya Etkileri”, s.185; Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.6,11; Ali Bakkal, a.g.m., s.200. 77 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1108. 78 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.21. 79 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1108. 80 https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016); “Yahya ibn Ali Mansur”, “Sanad ibn Ali”, “Abbas ibn Said el-Cevheri”, “el-Harezmî”, “Habeş el- Hâsib”, “el-Fergâni” gibi astronomlar her iki gözlemevinde de çalışmışlardır. Bkz. Said El- Endülüsi, a.g.e., s.21. Şemmâsiye ve Kasîyun gözlemevlerinde yapılan çalışmalardan en önemlisi ekliptik eğiminin hesaplanmasıdır. Eskiçağ’da Yunanlar tarafından ekliptik eğimi 230 511 2011 olarak tespit edilmişti.87 Bu dönemde de ekliptik eğiminin hesaplanması çalışmaları yeniden ele alınmıştır. Halife Memun Dönemi’nde “Yahya b. Ebu Mânsûr” ekliptik eğimini bulmakla görevlendirilmiştir. Şemmâsiye Gözlemevi’nde “Yahya b. Ebu Mânsûr” tarafından yapılan rasatlar sonucunda 230 33′ değerine ulaşılmıştır.88 Rasat çalışmaları sonucunda günümüzde kabul edilen 230 27′ 08′′ değerine çok yakın olan 230 33′ değerinin bulunması bize Halife Memûn Dönemi’nde yapılan çalışmaların başarısını göstermektedir. Abbasi halifesi Memûn'un Dönemi’nde yapılan önemli çalışmalardan bir diğeri Dünya’nın çapının ve çevresinin ölçülmesi olayıdır. Halife Memûn’un emri ile meridyenin 10'lik yayının belirlenmesi ve bu yolla Dünya’nın çapı ve çevresinin belirlenmesi çalışmaları başlatılmıştır. Biri Sincar Ovası’nda; diğeri ise Palmyra (Tadmur) ve Rakka arasında olmak üzere iki ölçüm yapılmış ve 10'lik yay uzunluğu 81 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.21. 82 Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1108. 83 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.21; Yavuz Unat, “İslâm Dünyasında Astronomi Çalışmaları ve İslâm Astronomisinin Batı'ya Etkileri”, s.185; David A. King, İslamic Astronomy and Geography, Burlington 2012, s.161. 84 https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 85 David A. King, a.g.e., s.16; Bazı kaynaklarda bu zic’in müellifi 825-835 yıllarında gözlemler yapan “Habeş el-Hâsib” olarak geçmektedir. Bkz. https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 86 Ali Bakkal, a.g.m., s.200. 87 Yavuz Unat, “İslâm Dünyasında Astronomi Çalışmaları ve İslâm Astronomisinin Batı'ya Etkileri”, s.185; Esin Kâhya-Hüseyin Gazi Topdemir, a.g.m., s.1109; https://www.academia.edu/6280761/Battânî_ve_Zîc-i_Sâbî_Adlı_Astronomi_Eseri (26.09.2016). 88 Bîrûnî, Tahdîdü Nihâyâti’l-Emâkin, (Çev: Melek Dosay Gökdoğan-Tuba Uymaz), Ankara 2013, s.46; İbnü’l Kıftî, “Halife Memûn’un ölümünden sonra Yahya b. Ebu Mânsûr tarafından yürütülen astronomi gözlemlerinin kesildiğini dile getirmiştir.” Bkz. İbnu’l-Kıftî, Târîhu’l-Hukemâ’, (Nşr. Julius Lippert), Leipzig 1903, s.357-359. kabul edilen 24.901 mil (40.075 bin km) değerine yakın bir değer olan 20256 mil (yaklaşık 40 bin km) değerinin bulunması kayda değer bir başarı olarak görülebilir. Abbasiler Dönemi’nde astronomik ölçümler konusunda yeni yöntem ve metotların kullanıldığı görülmektedir. Bu yeni yöntem ve metotlara Halife Memun Dönemi’nde rastlamak mümkündür. Bizans’a yapılan bir sefer sırasında Halife Memûn, astronom ve matematikçi Sanad ibn Alî’ye bir meridyen derecesinin ölçülmesi emrini vermiştir. Sanad ibn Alî kullanmış olduğu yeni bir yöntem ile deniz seviyesinden yüksekte bulunan bir kıyıda batmakta olan güneşin batışını ölçmüş ve bu ölçüme dayanarak dünyanın yarıçapını trigonometrik olarak hesaplamıştır.89 Halife Memun Dönemi’nde ekvatorun, enlem ve meridyen dairelerinin boyları, iki boylam arasındaki mesafeler dakik bir şekilde ölçülmüştür.90 Musul yakınlarında yapılan meridyen ölçümüler sonucunda günümüzde kabul edilen 110.938 metre değerine çok yakın olan 111.814 metrelik bir uzunluk ölçüsü bulunmuştur.91 Halife Memûn’un astronomları ile yürüttüğü çalışmalardan biri de kıblenin yönünün olabildiğince kesin bir şekilde belirlenmesi işi olmuştur. Yürürlükte bulunan astronomik cetvellerin koordinatlarına güvenmek yerine ay tutulmasını şahsen gözlemlemiş ve Bağdat ile Mekke arasında bulunan boylam farkını tespit etmiştir. Elde edilen 3°lik boylam farkının (doğrusu 4°37’) hayli başarılı olduğu savunulabilir.92 Endülüs Emevilerinde Astronomi Emeviler Devleti (661-750) yıkıldıktan sonra Ümeyye oğulları soyu Abbasiler tarafından baskısı altına alınmıştır. Bu baskıdan kurtulan I. Abdurrahman (756-788) Kuzey Afrika yolu ile İspanya’ya gelerek Endülüs Emevileri Devleti’ni (756-1031) kurmuştur. Kurtuba’yı bilim, kültür ve sanat merkezi olarak kabul etmiş ve felsefe, astronomi, tıp vb. bilim dallarının medreselerde okutulmasını sağlamıştır. Ortaçağ’da İslam astronomi birikimi Endülüs Emevileri Dönemi’nde İspanya’ya taşınmıştır. II Abdülrahman (821-852)93, I. Muhammed b. Abdurrahman (852- 89 Fuat Sezgin, a.g.e., II, s.5-6. 90 Said El-Endülüsi, a.g.e., s.21. 91 David A. King, “İslamic Math And Science” Journal For The History Of Astronomy, Volume- IX, s.214. 92 Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.11. 93 Ortaçağ’da bazı eserlerin Latince, Grekçe ve İbraniceye çevrilmesi ile İslam astronomi birikimi Avrupa’ya aktarılmıştır. Bu durum Avrupa astronomisinin gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bkz. Julio Samso, Astronomy and Astrology in al-Andalus and the Maghrib, Burlington 2007, s.313. 94 Burhan Köroğlu, “İbn Bâcce'nin Ahlâk ve Siyaset Düşüncesi”, Divan, 1996/1, s.45. açısından “Altın bir Çağ” ortaya çıkmıştır.95 Bu durumun ortaya çıkmasında çok sayıda bilim insanının Doğu’ya seyahat ederek astronomi, tıp ve kelam ilminde uzmanlaşıp Endülüs’e geri dönmesi önemli bir rol oynamıştır.96 Doğu’da Müslümanlar arasında ilk astronomi doktrinleri Batlamyus'un görüşleri istikametinde şekillenmiştir. Ancak Endülüslü astronomi bilginleri bu doktrinlere karşı çıkarak anti-Batlamyusçu bir anlayış geliştirmişlerdir.97 Endülüs astronomisi daha çok Aristoteles fiziğinin etkisi ile şekillenmiştir. Endülüslü astronomlar Yer’in evrenin merkezinden belli bir miktar kaymasına neden olacağından gezegenlerin hareketlerini (ileri-geri veya yaklaşıp-uzaklaşma) eksantrik ve episikl düzenekler ile -yalnız matematiksel değerlerle- açıklanamayacağını” ve Yer’in evrenin tam merkezinde olabilmesi için ‘Eksantrik ve episikl’ düzeneklerin Aristoteles fiziği ile de desteklenmesi gerektiğini” vurgulamaya çalışmışlardır.98 Bu düşünce XII. yüzyılda Endülüs Emevilerinde İbn Bâcce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd ve Bitrûcî gibi astronomi bilimcilerin Batlamyus teorilerine karşı tepkiler ve eleştiriler geliştirmelerine ortam hazırlamıştır.99 Fatımiler Dönemde Mısır’da Astronomi İslami dönemde Mısır’da Fatımiler astronomi ile ilgilenmiş ve bu alanda bilginler yetiştirmişlerdir. Fatımiler Dönemi’nde İbn Yûnus ve İbn Heysem yetişen önemli astronomi bilimcilerdir. 95 Julio Samso, a.g.e., s.313. 96 Burhan Köroğlu, a.g.m., s.45. 97 Mehmet Özdemir, Endülüs Müslümanları-III, Ankara 1997, s.72. 98https://www.academia.edu/16290988/Ortaçağ_İslam_Dünyası_nda_Astronomi_Çalışmaları_ve_ Batı_ya_Etkileri_Bilim_ve_Ütopya_Nisan_2003_Sayı_106_İstanbul_2003_s._48_53 (25.09.2016). 99 Fuat Sezgin, a.g.e., I, s.34-35. 101 J. L. Berrggren, Episodes İn The Mathematic Of Medival İslam, Newyork 2003, s.148. 102 Otto Neugebauer, A History Of Ancient Mathematical Astronomy, Newyork 1975, s.8. 103 Ahmad Fouad Basha, “Astronomy And Its Applications İn The Arab Culture”, The Contributions Of The Arab And Islamic Civilizations To Astronomy, İskenderye 2006, |